Ticari uyuşmazlıklar, taraflarının serbest ticaretlerine açık olan ve esas itibarıyla arabuluculuk uygulaması için elverişlidir.
7155 sayılı Abonelik Sözleşmelerinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesinde, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile arabuluculuğun ticari uyuşmazlıklarda uygulanmasına ilişkin olarak iki temel husus ön plana çıkmaktadır. Bunlardan ilki ticari uyuşmazlıkların tespitidir. Bu husus ticaret hukuku öğretisini meşgul eden önemli konulardan biridir. Diğeri ise, ticari uyuşmazlık olmakla birlikte üzerinde taraflarının serbestçe tasarrufta bulunamayacağı, dolayısıyla arabuluculuğa elverişli görülmeyen ihtilaf türlerinin belirlenmesidir.
Yargı sisteminde dava şartı arabuluculuk uygulamasının yaygın hâle gelmesiyle birlikte, türüne göre uyuşmazlıkların ilgili alanlarda uzman arabulucular marifetiyle çözümlenmesi de bir gereklilik hâline gelmiştir. Özel hukuk uyuşmazlıkları açısından barışçıl, alternatif ve dostane uyuşmazlık çözüm yollarından olan arabuluculuk uygulamasında arabulucu bir karar mercii olmamakla birlikte, uyuşmazlık sahasındaki uzmanlığının çözüm ihtimalini arttırmakta ve taraflara çözüm öneresi de sunabilmektedir.