Arabuluculuk tarafsız bir kişinin, üzerinde müzakere edilmiş bir anlaşmaya varmaları konusunda taraflara yardım sağladığı gönüllü özel bir uyuşmazlık çözümü sürecidir.
Başka bir deyişle, arabuluculuk, sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini ifade eder (HUAK. m. 2, b).
Arabuluculuk için en az iki tarafa ihtiyaç vardır; sürecin arabuluculuk olarak nitelendirilebilmesi için ise bir üçüncü kişinin müdahalesi gereklidir. Arabuluculuğun temel amacı, taraflar arasındaki iletişimsizliği arabuluculuk eğitimi almış profesyoneller yardımıyla gidermektir.
Arabuluculuğun temel özelliklerinden birisi, uyuşmazlığın menfaat temelli çözülmesidir. Yani, uyuşmazlığın çözümünde taraf menfaatleri ön plana çıkmaktadır. Arabulucu gerekli görürse sürecin sonunda çözüm önerisinde de bulunmak suretiyle uyuşmazlığın çözümüne yardımcı olmaktadır. Üstelik taraflar, mevcut düzenleme ve usullere bağlı kalmak zorunda değildir, sadece kendilerine özel bir çözüm yolu geliştirebilirler ve böylece herkes için oluşturulmuş kalıplara bağlı kalmazlar. Demek ki, arabulucu, tarafların ihtiyaçlarını her vakaya özgü somut koşulları dikkate alarak o uyuşmazlığı ele alır.
Arabuluculuğun diğer önemli bir özelliği, gönüllülüktür. Taraflar, arabuluculuğun dava şartı olduğu haller dışında, sürece başlayıp başlamama, başladığı süreci devam ettirip ettirmeme ve sonuçlandırıp sonuçlandırmama konusunda tamamen özgürdür. Arabuluculuğun dava şartı olduğu hallerde ise, dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunludur. Ancak bu hallerde de arabuluculuğa devam etmek ve sürecin sonunda anlaşıp anlaşmamak konusunda taraflar özgürdür.
Bunların dışında, arabuluculuğun belki de en önemli özelliği, gizli olmasıdır. Aksi kararlaştırılmadıkça, arabuluculuk faaliyeti sırasında elde edilen bilgilerin karşı tarafla veya üçüncü kişilerle paylaşılması ve arabuluculuk sürecinde hazırlanan belgeler ve süreçte yapılan açıklamaların anlaşmaya varılamaması halinde yargısal yollarda delil olarak kullanılması mümkün değildir.
Arabuluculuk iradi bir süreçtir. Dolayısıyla, arabuluculuğun dava şartı olması dışında, taraflar, arabuluculuğa başvuru konusunda zorlanamaz. Yani, arabuluculuğun bir dava şartı olarak düzenlenmediği durumlarda, gönüllülük ilkesi gereği tarafların bu konuda anlaşmış olmaları ve bir sözleşme yapmaları gerekir. Bu sözleşme, ayrı bir sözleşme veya esas sözleşmedeki bir arabuluculuk şartı şeklinde düzenlenebilir.
Arabuluculuğa, uyuşmazlık dava aşamasına gelmeden önce veya davanın görülmesi sırasında başvurulabilir.
Arabuluculuğun dava şartı olduğu hallerde davacının dava açabilmesi için arabuluculuk yoluna başvurulması ve arabuluculuk faaliyetinin sonunda verilen ve anlaşmaya varılamadığını gösteren son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemesi gerekir (HUAK madde 18/A/2). Bugün için bazı iş uyuşmazlıkları ile ticari uyuşmazlıklar ve tüketici uyuşmazlıkları için arabuluculuğa başvurmak bir dava şartıdır. Nitekim, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3/1’inci maddesine göre bireysel ve toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Benzer şekilde, 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ile bu Kanun’un 4. Maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiştir. Yine, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a eklenen 73/A maddesine göre, tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Ancak, bazı hallerde dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz. Bunlar, tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar, tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar, 73 üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen davalar, 74 üncü maddede belirtilen davalar ve tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklardır.